Pompeii, Herculaneum ve Torre Annunziata Arkeolojik Alanları
Vezüv yanardağı 24 Ağustos 79'da patladığında, yeni gelişen iki Roma kenti Pompeii ve Herculaneum'un yanı sıra bölgedeki birçok zengin kırsal villayı yutmuştu. Asırlarca kalın bir volkanik kül altında bozulmadan kalan iki Roma yerleşimi 18. yüzyılın ortalarından itibaren kademeli olarak kazılmış ve halkın erişimine açılmıştır.
Pompeii ticaret kasabasının uçsuz bucaksız genişliği, Roma tatil beldesi Herculaneum'un daha küçük ama daha iyi korunmuş kalıntılarıyla tezat oluştururken, Torre Annunziata'daki Villa Oplontis'in muhteşem duvar resimleri, daha varlıklı vatandaşların sahip olduğu zengin yaşam tarzı hakkında bilgi veriyor.
UNESCO Dünya Mirası mülkü üç farklı arkeolojik alanı içermektedir: Pompeii ve Herculaneum antik kentleri ile birlikte Gizemler Villası (Pompeii'nin batısında) ve Papyri Villası (Herculaneum'un batısında) ve Villa A (Poppaea Villası) ve Torre Annunziata'daki Villa B (Lucius Crassius Tertius Villası).
44 hektarlık bir kazı alanındaki iyi korunmuş binaları ile Pompeii, antik bir Roma kentinin eksiksiz bir görünümünü sunan dünyadaki tek arkeolojik sit alanıdır. Pompeii Forumu, Capitolium, Bazilika ve tapınaklar gibi bir dizi heybetli kamu binası ile çevrilidir ve şehir içinde ayrıca birçok hamam kompleksi, iki tiyatro ve bir amfi tiyatro vardır.
Hem Pompeii hem de Herculaneum, iyi döşeli caddeler boyunca inşa edilmiş olağanüstü konut ve ticari binaları ile ünlüdür. Pompeii'de, ortasında bir avlu bulunan tamamen içe bakan atriyum evi tipinde Cerrah Evi bunlardan birisidir.
Herculaneum'da, geniş bir spor salonu, iki hamam, Augustus rahipleri okulu ve bir tiyatro da dahil olmak üzere pek çok kamu binası iyi korunmuştur. Şehir surlarının dışında gösterişli Papyri Villası dikkat çekicidir. Helenistik etkiler altında bu tip evler büyütülmüş, sütunlar ve revaklarla süslenmiş ve geniş temsili odalarla donatılmıştır. Zengin bir şekilde dekore edilen Faun Evi ve İffetli Aşıklar Evi bu tür malikanelere örnektir. Herculaneum'daki volkanik tortular, bazıları yasal belgeler olan yüzlerce balmumu tabletini korumuştur ki Papirüs Villası'nda Yunan felsefi metinlerini içeren 1.800'den fazla papirüs parşömeni bulunmuştur.
Vezüv bölgesindeki banliyö villaları, binalarının ve arazilerinin büyüklüğünün yanı sıra gösterişli dekorasyonları açısından istisnai niteliktedir.. MÖ 3. Yüzyıla tarihlenen ve adını Dionysus kültünün gizemli inisiasyon ayinlerinden alan Gizemler Villası, Pompeii'nin şehir surlarının hemen dışında yer almaktadır.
Torre Annunziata'daki iki villa, Pompeii'nin kırsalındaki banliyö binalarının olağanüstü örnekleridir. “Poppaea” olarak adlandırılan villa A, MÖ 1. yüzyılın ortalarında inşa edilmiş, İmparatorluk döneminde genişletilmiş ve patlama anında restorasyonda olan devasa bir deniz konutu olup, görkemli ve iyi korunmuş duvar resimleriyle ünlüdür.
B villası, ise amforaların depolanması ve yerel olarak üretilen gıda maddelerinin, özellikle şarap ticareti gibi pazar faaliyetleri için ayrılmış oda ve alanlar ile donatılmış villa rustica'nın mükemmel bir örneğidir.
Pompeii'nin bir özelliği de duvarlarındaki grafiti zenginliğidir ki o sırada Roma’da seçimlerin yaklaşması bu durumun en önemli sebebidir. Duvarlara karalanmış birçok siyasi sloganın yanı sıra daha kişisel nitelikte, genellikle karalayıcı sloganlar da vardır.
Yirminci yüzyılın bir diğer önemli mirası, Herculaneum'un arkeolojik kanıtlara dayalı olarak yeniden inşa edilen binaları ve arkeolojik alandaki orijinal nesnelerin belki de Avrupa'nın ilk "açık hava müzesi" olarak halka sunulmasıydı.
Comments
Post a Comment